🎇 Bişnev In Ney Çün Hikâyet Mîküned Ez Cüdâyîhâ Şikâyet Mîküned

Bişnev ez ney çün hikâyet mî küned. Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned. Gez neyistân tâ merâ bübrîde end. Ez nefîrem merd ü zen nâlîde end. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk. Tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk. Dinle neyden, zira o birşeyler anlatmada. Ayrılıklardan şikâyet etmededir. Ney der ki: Beni kamışlıktan Bişnev in ney çün hikâyet mîküned. Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned. Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend. Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan. erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. Bişnevin ney çün hikâyet mîküned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem Particularlyin Mevleviye, ney has a considerable importance. There are verses about ney in the Mesnevî of Mevlana such as: “ Bişnev ez ney çün hikâyet mî küned. Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned. Gez neyistân tâ merâ bübrîde end. Ez nefîrem merd ü zen nâlîde end. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Sonrasında icra edilen ney taksimi ise yazımızın başında zikrettiğimiz Hicr Suresi 29’uncu Ayette geçen ilâhi nefesi temsil eder. Zira ney insan, neyzenin nefesi ise nefes-i İlâhi’dir. Uzunca icra edilen ney taksimi iniltilerle çilelerle dolu dünya hayatını anlatır. Taksim sona erdiğinde Peşreve başlanır. c2K19C. 1. Bişnev in ney çün hikâyet mîküned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. 2. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. 3. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim. 4. Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar. 5. Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl kötü huylu olanlarla da, hoşhâl iyi huylu olanlarla da düşüp kalktım. 6. Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men Vez derûn-i men necüst esrâr-i men Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı. 7. Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur. 8. Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur. 9. Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd Her ki în âteş nedâred nîst bâd Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun. 10. Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir. 11. Ney harîf-i herki ez yârî bürîd Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri, bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır. 12. Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür 13. Ney hadîs-i râh-i pür mîküned Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder. 14. Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur 15. Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti. 16. Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!.. 17. Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti. 18. Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm. MESNEVÎ'NİN İLK 18 BEYTİ Bişnev in ney çün hikâyet mîküned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim. Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar. Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl kötü huyluolanlarla da, hoşhâl iyi huylu olanlarla da düşüp kalktım. Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men Vez derûn-i men necüst esrâr-i men Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı. Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur. Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur. Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd Her ki în âteş nedâred nîst bâd Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun. Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir. Ney harîf-i herki ez yârî bürîd Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır. Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür Ney hadîs-i râh-i pür mîküned Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder. Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - . Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!.. Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti. Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. O halde sözü kısa kesmek gerektir gel, ne olursan ol yine gel,İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyimBen ayağının tozuyumBiri benden bundan başkasını naklederseOndan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınızBizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir...Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdimGece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim....Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap...Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyizŞu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydirSeninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendiniBizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...Bir katre olma, kendini deniz haline getirMadem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsinBeri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol... Mehmet Emin Ay şarkıcısının popüler şarkılarından Bişnev Ez Ney şarkısının sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözleri sitemize 7 Şubat 2020 Cuma tarihinde admin tarafından eklenmiştir. Bişnev in ney çün hikâyet mîkünedEz cüdâyîhâ şikâyet mîküned****Kez neyistân tâ merâ bübrîdeendEz nefîrem merd ü zen nâlîdeend****Sîne hâhem şerha şerha ez firâkTâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk****Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîstTû bimân ey ânki çün tû pâk nist****Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüdHerki bîrûzîst rûzeş dîr şüd****Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâmPes sühan kûtâh bâyed vesselâm 2022 En Çok Kullanılan İsimlerin Anlamları isim anlamları, miray isminin anlamı, talha isminin anlamı, zeynep isminin anlamı, ecrin isminin anlamı, eymen isminin anlamı, elif isminin anlamı, erva isminin anlamı, mina isminin anlamı, azra isminin anlamı, arya isminin anlamı, berrin isminin anlamı, berna isminin anlamı, esra isminin anlamı, ceylin isminin anlamı Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözüne Yorum Yaz Yorum Yazma Kuralları Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözleri hakkında yaptığınız yorumlar da hakeret içeren yada onur kırıcı cümleler olmamalıdır. Lütfen sanata saygı çerçevesinde yorum yapınız. Diğer tüm şarkı sözleri yayınlarında olduğu gibi Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözlerine atılan hiçbir hakaret, küfür, argo içeren yorum kabul etmeyecektir. Şarkı Sözlerine göstermiş olduğunuz hassasiyetin tüm şarkı sözleri için geçerli olduğunu unutmayınız. Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözüne Yapılan Yorumlar Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Mehmet Emin Ay - Bişnev Ez Ney şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.; Diğer Mehmet Emin Ay Şarkı Sözleri Mehmet Emin Ay - Acılar Kapımı Yoklar Mehmet Emin Ay - Ahmed Ya Habibi Mehmet Emin Ay - Allah Allah Ayni Mehmet Emin Ay - Allah Allah Şükren Lillah Mehmet Emin Ay - Allah Hu Allah Mehmet Emin Ay - Alma Tenden Canımı Mehmet Emin Ay - Aşığız Muhammed'e Mehmet Emin Ay - Aşk Meydanında Mehmet Emin Ay - Aşkın Meyine Mehmet Emin Ay - Ay Allah Emrin Tutalım 11 Ocak 2008 1731 ALI IHSAN TUKELKapalı Şeb-i Siyahem Bişnev in ney çün hikâyet mîküned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned tercümesi Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. 11 Ocak 2008 1747 ALI IHSAN TUKEL Kapalı damarlardan akıyor hayat denilen ulviyat..oysaki zaman törpüdür be geçişe,kolay yol vermez haince pusuları ile her köşede bekler ağırlaşıyor hafiften üflenen neynay ile beraber...ha dostlar burada şunuda aktarmadan geçemeyeceğim...ney asla çalınmaz üflenir...neyzenler ben ney üflerim der,çalgı işiyle karıştırmazlar zira...üfürdükleri hava gönüllerinde har olmuştur,sıradan gönlü ocak gibidir,ne demirler erir orada ne demirler şekil alır bir bilseniz?İşte neynay hep ayrılığı kopup geldiği yerden ayrılmış olmanın hüzzamnı çilesini göz kapaklarım ve gözümün önünde dönen semazenler,melek gibi def-in ve ney-in ritminde rintlerin gecesinde hayal ediyor bir loş ışık yüzlerini semediğim insan-ı suretler döne döne rablerini tesbih etmekteler. 11 Ocak 2008 1749 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend ________________________________________tercümesiBeni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. 11 Ocak 2008 1758 ALI IHSAN TUKEL Kapalı boylu poslu bir kamıştı,toprağa sarılmıştı suya nasılda ve toprağı bolo bir yerde göğe doğru uzayıp gitmedeydi kamış..okadar sulanmış ve şekerlenmişdiki börd böcek kuş dahi faide görürdü bu esdimi boyun eğer,geçit verir bir hayvan sürtünse bedenine sesini çıkarmaz rabbine şükrederdi memnundu,anacığı,babacığı kardaşları şimcik yanıbaşındaydı...aynı toprakta doğmuşlar aynı şifa nehrinin şarabından kana kana yüzlerine doğar,bulutlar neşe ile gölgelikler getirir,su içine batmış bedenini balıklar gıdıklardı...Ama bir gün,nasıl bir gün ise bu hikayat başlar kamış için,bedenine saplanan keskin bir demir alıverir can evinden vuru verir..anam bile demeye fırsat bulamamışken...diğer kesilen kamışların arasına katılır...gurbet vardır ,ayrılık ateşi bvardır,mahsunluk vardır sefillik vardır...vardır daha kimbilir ne hikayatlar pazarda gören kadınlar,erkekler maşallah ne uzun kamışmış bunlar,iyi sulak yerde yetişmişler...kaça satarsın ,kaça tartarsın diye pazarlığa tutuşanlarımı ararsın...kamış feryat eder ama kim duyacak,insanoğlunun erkek ve kadın cinsi müteesir olmuştur,acınmışlardır bu boylu poslu kamışlara,kamış değil sanki çınar ağacı gibi uluydular...ululuk bedendemiydi? 11 Ocak 2008 1803 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk ________________________________________tercümesiİştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim. 11 Ocak 2008 1805 kızılcıkşurubu Yasaklı Ali hocam yeni başlığının konusu yine her zamanki gibi gönül telinden ....hayırlı olsun....; br ney-flüt dinletisi ...dinleyenlere... 11 Ocak 2008 1807 ALI IHSAN TUKEL Kapalı var olun dostlarım.. 11 Ocak 2008 1814 ALI IHSAN TUKEL Kapalı nerede kalmıştık efem;_____________________________kamış derdinden üzüntüsünden düşmüş olduğu beladan perişan ve zavallı gibi kesilen kamışlara sarmaş dolaş olmuş onların bedenleri ile ağırlaşan kaderi ve kederi altında ezilip duruma dayanabilecek kalp lazımdır ona!Ayrılık acısyla şerha şerha olmuş kalp arar artık ilahi yolculuğu,kader-i kaimi onu nereye sürükler olabilir kısada olabilir di bu yolculuk. 11 Ocak 2008 1824 ortadoğu. Kapalı Dur üstadım ben bi koşu gidip Alperenceyi çağırayım..Tam onluk bi başlık 11 Ocak 2008 1826 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş ________________________________________tercümesiAslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar. 11 Ocak 2008 1850 ılgınç Kapalı hayırlı olsun başlığınız. gönül tellerine dokunduruyorsunuz yine yumuşak yumuşak. elinize yüreğinize sağlık. saygılar... 11 Ocak 2008 1907 ALI IHSAN TUKEL Kapalı varolun ılgınç hocam...amma velakin,imla ve noktalama işaretlerimin kusuruna kalmayın...o an aklıma geldiğince yazdığım için geri dönüp inceleme fırsatım olmuyor...birazda imlalara bağlı kalmak sıkıyor beni....kaldığımız yerden devam efendim;____________________________________________________________kamış vatanına hasrettir artık,o öyle bir hasretliktir ki bağrını yakmaya ,hal-i ahvalini takaatsiz bırakmaya kardaşları,anası-babası...Rüzgarın nehirden getirdiği damlacıklar yoktur...yoktur balıkların gövdeciğine dokunan kırmızı kuyrukları,bu gece ay karanlıktır...bakır aydır!Boğum boğum olur vücudu,göz yaşları aşağılara doğru akar,öyle aşağıdır ki daha aşağısı yoktur!!İç çeker vatanım der sıkar gözlerini yaşlar derya olur içinde köpürür. 11 Ocak 2008 1912 ılgınç Kapalı hocam yakında edebiyat başlığından kovacaklar beni sırf imla hatası olduğum için... siz burada rahat olun. kendinizi şartlandırmayın ki bizde güzel şeyler okuyalım...saygılar hocam devam devam... 11 Ocak 2008 1924 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Men beher cem?iyyetî nâlân şüdem Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem ________________________________________tercümesiBen her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl kötü huylu olanlarla da, hoşhâl iyi huylu olanlarla da düşüp kalktım. 11 Ocak 2008 1936 ALI IHSAN TUKEL Kapalı geceye kadar pazarda satılmayı bekler kamış ama ne gönül tersanesi kurulmuştur ne de meclisi ...gelen giden gece karanlık bastığında satıcı tüm kamışları torlar toplar bir arabaya istifler ve....uzaklaşırlar bu kentten...az giderler uz giderler,dere tepe düz yorulmuştur,develer kudurmuştur,arabadaki kamışlar vallahi kapısı önünde durak eyleyip içeriye nazar edildikten sonra han meclisine buyur edilen kervan ,kendilerine gösterilen az bir mekana burada elinde kırık bir testi ile gelir ve kamışların üzerine dökmeye testinin dar ibriğinden bedenlerine gelen kamış biran o sam yelinin nehirden getirdiği su damlacıkları sanarda boğumları genişler,pırıltının güneş şulesi değil satıcının altın dişinin pis parıltısı olduğunu görünce tüm hayalleri kuş olur uçar yine yanlızdır artık yine yangını ne bu testi suyu söndürebilir nede göz kamışcığın göz pınarları çoktan ağlamıyor sadece yaşı değil öz yaşı bir yaş ki anında buhar olup artık paramparçadır,kalp yerini hardan ocağa bırakmıştır,harlandıkca ocak kamışın bedeni çatır çatır o sırada bir adamcağız hasıl olur ,başına giysilidr bu zat-ı muhterem gibi parlayan yüzü ile kamışa bakar..ömründe görmemişmidir bu adam kamışı?Görmüştür elbette ama böylesine uzun ve zarif bir kamış eline alır,kamışcık bu elin sıcağını yüreğinde hisseder,ılgıt ılgıt akar içine ...kanlı gözüyle bakar bu insan-ı surete...aydan parlak yüzüyle temaşe eyler...;ve derki "Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men Vez derûn-i men necüst esrâr-i men " ________________________________________tercümesi Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı. 11 Ocak 2008 1945 ALI IHSAN TUKEL Kapalı bilirim der gizemli kimbilir ne uzak diyarlardan tayin edildin buralara,bu han köşelerinde kuruyup gitmedesin vatan aşkı ,ayrılık yangını geriye bu küllerimi bıraktı?Bedenini ne rüzgarlar dolamış,yeşil yapraklarına kimbilir ne damlalar konuvermiş...köklerine kimbilir ne taşlar deymiş...senin sırrın bak ne surete dönüvermiş...ah dertli kamışım ah!Adam eline aldığı bu kurumuş kamışı satıcıya göstererek hey be adam bu daha çok büyürdü,göğe vallahi merdiven etmişsin şuncazığa..bunu bana sat!Adam sırıtarak gelir..ver bre kamışımı,sananeymiş onun hal-i perişanlığından...git varsa alırsın yoksa ahanda bu gece atarım ocağa beni ıstmağa pek manidar olur doğrusu çalarım bide olur kamışın vucudu,inim inim iniler budamı gelecekti başına...yanacaktı han çıkarır kesesinden bastırır satıcının avcuna bir iki akce aldım ben bu kamışı,koparamaz benden gayrisi der! Al hayrını gör be adam der...satıcı,aldığı akçeler pek sevinir. 11 Ocak 2008 1948 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst ________________________________________tercümesiBenim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur. 11 Ocak 2008 1955 ALI IHSAN TUKEL Kapalı kamışın sırrına eren adam bir nay ustasıdır ve aynı zamanda güzel kamış dertlendin durdun,dert küpü oldun,kül oldun savruldun...bakalım başına daha neler yer değiştirir,mekanlar yer değiştirir...zaman kor kupkuru olmuştur,sapsarı kesilmiş kas katı bembeyaz elleri arasında kamış sanki sapsarı bir alev kurudun,elimde sükut buldun,ol vatanından ayırdılar,toprağa küsdürdüler...benim dertli kamışım bakalım senden ne olacak...bana ne hikayatlar sırları nasıl dökeceksin...bir yandan konuşuyor bir yandan elindeki metal aletlerle kamışın vucudu üzerinde iş delinen kamış inim inim inler iken,har ocağında pişp dümdüz olurken hiç sesini çıkarmadan ney olma yolunu neynay dile gelir;Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst ________________________________________tercümesiBeden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur 11 Ocak 2008 2005 ALI IHSAN TUKEL Kapalı nihayet kamış ney olmuştur...pişmiştir,up uzun dosdoğru bir azametlidir,ağırbaşlılığı ile mesajlar altın rengi ile ışık hoşuna gitmiştir,eğer birde nefes doğru ise bakın ne hikayetler anlatır bu 9 delikli kamışcık!İnsan da 9 ayda doğmuyormuydu?Giv ile kestin,buhar ile doğrulttun beni ey ustam!Ateş ile yaktın beni terbiye ettin ustam!9 boğum eyledin,demi burgu ile içimi deldin geçirdin parazvane çatlamaktan kurtuldum ustam!Baş paremide tama eylediysen üflenmeye hazırım ustam....evet hazırdır artık,üflenmeye ...son olarak susam yağı ile yağlanıp dinlenmeye bırakılır. 11 Ocak 2008 2008 ALI IHSAN TUKEL Kapalı Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd Her ki în âteş nedâred nîst bâd ________________________________________tercümesiŞu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun. 11 Ocak 2008 2037 masal_1 Kapalı çok güzel bir başlık olmuş Ali hocam kamış ney oldu ama bitmedi değil mii.. Toplam 142 mesaj

bişnev in ney çün hikâyet mîküned ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned