🥈 Want To Ile Ilgili Cümleler

oeVIQ5. want-to Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler Bu yazımızda want-to ile ilgili İngilizce cümleleri bulabilirsiniz. Sizler için derlediğimiz İngilizce'de en çok kullanılan want-to kelimesi ile ilgili olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinden yararlanarak İngilizce pratik yapabilir ve want-to kelimesinin kullanım alanlarını öğrenebilirsiniz. Günün İngilizce Kelimesi responsible sorumluluk sahibi İngilizce Sorular The children …...................... television from five o'clock until 8 o'clock. see watch be get up Günün İngilizce Deyimi a large group of people of the same race who share the same language, traditions and history aynı dili, gelenekleri ve tarihi paylaşan aynı ırktan insanların oluşturduğu büyük bir grup İngilizce öğrenmek için kursa gitmek şart değil! Hemen tıkla, ücretsiz dene! İngilizce sözlük cebinizde Clickivo'yu ücretsiz olarak akıllı telefonunuza hemen indirin, anlamını merak ettiğiniz kelimeleri ücretsiz olarak öğrenin! Oluşturulma Tarihi Nisan 14, 2022 2056Yabancı dil öğrenmek isteyen kişilerin ilk öğrenmek istediği dil, İngilizce dilidir. Tüm dünyada etkili olan İngilizce dilinde bulunan bazı filler kişilerce araştırılabiliyor. Want fiili de, kişilerin öğrenmek istediği fiiller arasındadır. Merak edilen want fiilinin ikinci ve üçüncü zaman halleri kişilerce öğrenilmek isteniyor. Want 2. ve 3. hali nedir? Want fiilinin ikinci ve üçüncü zaman halleri ile örnek cümleleri detayları ile derledik. Türkçe dilinde kullanılan fiiller arasında, istemek fiili bulunuyor. İstemek fiilinin İngilizce karşılığı want kelimesidir. Want fiilinin ikinci hali ve üçüncü hali wanted şeklinde kullanılıyor. Want 2. ve 3. Hali Nedir? İngilizce fiillerinin doğru olarak kullanılması, cümle yapısı için önemli bir konudur. Want fiilinin yanlış kullanılması durumunda anlamsız cümleler ortaya çıkabiliyor. Aynı durum Türkçe dilinde yer alan fiiller için de geçerli bir durumdur. Want fiilinin hangi zaman için kullanılacağı kişilerin öğrenmek istediği konular arasındadır. Want sözcüğünün ikinci ve üçüncü zaman halleri bulunuyor. İkinci ve üçüncü hali de wanted olarak aynı şekilde ifade ediliyor. Want Fiilinin İkinci ve Üçüncü Zaman Halleri İle Örnek Cümleler İngilizce dilinde kullanılan en önemli fiillerden biri de, want fiilidir. Want fiili istemek anlamında kullanılıyor. Want fiilinin ikinci ve üçüncü zaman halleriyle ilgili örnek cümleler aşağıdaki gibidir; I wanted to go work. I have wanted to be a doctor for years. Kelimeintegrate Anlamıentegre olmak,bütünleşik olan kelime ile ilgili cümleler. Sizde bu kelime ile ilgili cümleler eklemek istiyorsanız sitemize üye olun ve yazar olmanın keyfini çıkarın. James says;' He seems to find it difficult to integrate socially -> Sosyal olarak bütünleşmeyi zor buluyor gibi görünüyor Jacob says;' The committee can integrate the different plans -> Komite, farklı planları entegre edebilir Jene says;' Many suggestions are needed to integrate the plan ogrenebilirsin com-> Planı entegre etmek için birçok öneriye ihtiyaç vardır ogrenebilirsin com Sanny says;' Do you really want to integrate with us?-> Gerçekten bizimle entegre olmak istiyor musunuz? Mason says;' He didn't integrate successfully into the Italian way of life -> İtalyan yaşam tarzına başarılı bir şekilde entegre olmadı Mason says;' If they want to integrate, that'sfine with me -> Eğer entegre etmek istiyorlarsa benim için sorun değil Tom says;' Ann wanted the conservatory to integrate with the kitchen -> Ann, kış bahçesinin mutfakla bütünleşmesini istedi Tom says;' They didn't integrate with the other children -> Diğer çocuklarla bütünleşmediler Charlie says;' Schools came to us because they wanted to integrate -> Okullar bize bütünleşmek istedikleri için geldi Mason says;' We must integrate theory with practice -> Teoriyi pratikle bütünleştirmeliyiz Mason says;' These programs will integrate with your existing software -> Bu programlar mevcut yazılımınızla tümleşir Mark says;' A customs union would integrate the economies of these countries -> Bir gümrük birliği, bu ülkelerin ekonomilerini bütünleştirir Marta says;' The teachers are trying to integrate all the children into society -> Öğretmenler tüm çocukları topluma bütünleştirmeye çalışıyor Jake says;' You can integrate text with graphics and manipulate graphic images -> Metni grafiklerle entegre edebilir ve grafik görüntüleri değiştirebilirsiniz Jake says;' Writers of history books often attempt to integrate the past with the present -> Tarih kitabı yazarları sıklıkla geçmişi bugünle bütünleştirmeye çalışırlar Tom says;' We're looking for people who can integrate with a team -> Bir ekiple entegre olabilecek kişiler arıyoruz Tom says;' The way Swedes integrate immigrants is, she feels, % more advanced -> İsveçlilerin göçmenleri entegre etme yolunun % daha gelişmiş olduğunu düşünüyor Jacob says;' Little attempt was made to integrate the parts into a coherent whole -> Parçaları tutarlı bir bütün halinde bütünleştirmek için çok az girişimde bulunuldu Mark says;' Encouraging teacher transfer would not, by itself, integrate the teaching corps -> Öğretmen transferini teşvik etmek, kendi başına, öğretim kadrosunu bütünleştirmez Jake says;' The idea with young children is to integrate learning with play -> Küçük çocuklarla ilgili fikir, öğrenmeyi oyunla bütünleştirmektir Marta says;' Strategies to integrate existing and planned information systems -> Mevcut ve planlanan bilgi sistemlerini entegre etme stratejileri Jacob says;' The different media were fragmented, difficult to integrate -> Farklı ortamlar parçalara ayrılmıştı ve entegre edilmesi zordu Jake says;' The company helps clients integrate various computer systems -> Şirket, müşterilerin çeşitli bilgisayar sistemlerini entegre etmelerine yardımcı olur James says;' I wanted to integrate schools and lunch counters -> Okulları ve öğle yemeği tezgahlarını entegre etmek istedim James says;' The modular architecture will integrate m transistors -> Modüler mimari, m transistörleri entegre eder Alexander says;' The tsar was trying to integrate his domains -> Çar, alanlarını bütünleştirmeye çalışıyordu Alexander says;' It takes time to integrate this information -> Bu bilgiyi entegre etmek zaman alır Jacob says;' The value-science integrate was socially situated in that the values were seen as specific to a given social structure -> Değer bilimi bütünleştir, değerlerin belirli bir sosyal yapıya özgü olarak görüldüğü şekilde sosyal olarak konumlandı HOPE Hope kelimesi aslında “ummak, ümit etmek” anlamındadır. Ancak I hope ifadesi, dizilerde ve filmlerdeki kötü çeviri gibi “umarım” olarak değil, “inşallah” olarak çevrilmelidir. I hope ifadesinden sonra çoğu kez gelecek zaman anlamında geniş zaman kullanılır. Bu durum Türkçede de aynıdır I hope she likes the flowers. İnşallah çiçekleri beğenir. = “İnşallah her zaman beğenir” anlamında değil, “İnşallah gelecekte beğenecek” anlamındadır. Bu durumda Türkçede de geniş zaman kullanılır I hope the bus comes soon. İnşallah otobüs hemen gelir. Türkçede “İnşallah otobüs hemen gelecek” demeyiz Hope fiili şimdiki zamanda da kullanılabilir I’m hoping that Tom’s got the key, otherwise we can’t get in. İnşallah Tom’da anahtar vardır, yoksa içeri giremeyiz. Hope fiilinden sonra bir fiil daha kullanılacaksa to ile bağlanır He hopes to sell his art to a major museum. Eserini önemli bir müzeye satmayı umuyor. Olumsuz cümlelerde not kelimesi hope’dan önce değil, ardından gelen cümleciğin fiilinden önce kullanılır I hope she doesn’t wake up. İnşallah uyanmaz. I don’t hope she wakes up denmez Nazik bir istek, rica, talep ifade ederken I was hoping … kullanılabilir I was hoping you could lend me some money. Bana biraz para verebileceğini umuyordum. I had hoped… ifadesi, geçmişte meydana gelmemiş şeyleri anlatırken kullanılır I had hoped that Susan would study medicine, but she didn’t want to. Susan’ın tıp okuyacağını ummuştum ama o tıp okumak i hope ile ilgili cümleler

want to ile ilgili cümleler