🍷 Prepositions Of Time Konu Anlatımı
Prepositionsof place. She looks at herself in the mirror. She is in the car. used to show that something is in a position above something else and touching it. Cambridge is on the River Cam. The girl who is by / next to / beside the house. The town lies halfway between Rome and Florence.
environ about, approximately. Used postpositionally about a third of the time, e.g. about 30 people can be either environ 30 personnes or 30 personnes environ. par. by, through. pendant. during. Also used to mean "for" with a past duration of time. pour.
B1 seviye İngilizce konu anlatımı içerisinde yer alan konular aşağıdaki gibidir: Prepositions With Certain Adjectives, Nouns And Verbs; Time Clauses konusunda zaman cümleleri
Sınıf İngilizce G4 Unit 1-2 Revision Türkçe Açıklamalı Konu Özeti 4. Sınıf İngilizce Ülke Ve Milliyet Adları Boyama Etkinliği 4. Sınıf İngilizce 6. Ünite What Do You Do Etkinliği 4. Sınıf İngilizce Tekrar Çalışması 4. Sınıf İngilizce Unit 4 Free Time 4. Sınıf İngilizce Classroom Rules Çalışma Kağıdı 4.
Theprepositions at, in, on and expressions/phrases of time - Exercise - Learning English
Lenovolaptop vatan.Prepositions in expressions of time. Prepositions of place and direction. Grammar Reference. Prepositions – at, in, on. Ingilizce prepositions Yazı tura ingilizce Yazı tura ingilizceon, in, under, between, next, behind, above, over, beside örnek ve açıklamaları. Prepositions konu anlatımı. ingilizce edatlar konu
Adjectives+ Prepositions - Prepositions With Adjectives İngilizce Prepositions With Adjectives (sıfatlı edatlar ) konu anlatımını ve örnek cümleleri
Prepositionsof Movement list. Here is a list of the most common prepositions of movement, with example sentences for each one: across: movement from one side to the other side of something. It took us three days to drive across the desert. The dog ran across the road and nearly got hit by a car. around: movement passing something in a curved
7 днів тому — Preposition (Edat) Listesi – i Eğitim 4 Edatlar – Prepositions Time Prepositions (Zaman Belirten) At – In – On zaman edatları At: Saatin kaç prepositions time konu anlatımı. prepositions of time and place konu anlatımı. 19 черв. 2021 р. — ingilizce a1 seviyesi konu anlatımı pdf By Birol Çakır.
İngilizcesaatler, ingilizce saati söyleme, İngilizce zamanı söyleme resimli anlatım telling the time, saati ifade etme what is the time. İngilizceDilBilgisi.net.
Prepositionsof time: at, in, on . Download full-size image from Pinterest . Use at with times of day, including mealtimes, bedtime, etc. at 3 o’clock, at 10.30am, at noon, at dinnertime, at bedtime, at sunrise, at sunset, at the moment . Use in with months, seasons, years, decades, centuries and long periods of time in general
Edatlardan(Prepositions) sonra kullanım: She is bad at cooking. O yemek pişirmede kötüdür. I should have called you before coming. Gelmeden önce seni aramam gerekirdi. Infinitive Cümle Örnekleri –Cümlenin öznesi olarak: To learn a subject requires struggle. Bir konuyu öğrenmek çaba gerektirir.
QAldc. Prepositions edatlarİsimler veya zamirlerden önce kullanılan kısa sözcüklerdir. Konum bildirirler. Bu bölümde en çok kullanılanlarını göreceğiz. 1 at -de, -da, yanında, yanına… The girls are at the door. Kızlar, kapıdalar yanındalar. The boy-student is at the blackboard. Erkek öğrenci, yazı tahtasının yanında. The passengers are waiting at the bus-stop. Yolcular, otobüs durağında bekliyorlar. The children are at school. Çocuklar, okuldalar. 2 on -nin üzerinde, üstünde… The blackboard is on the wall. Yazı tahtası duvarda duvarın üzerinde. Mary is sleeping on her bed now. Mary, şimdi yatağında yatağının üzerinde uyuyor. The books are on the table. Kitaplar, masanın üzerinde. The apples on the plate. Elmalar, tabakta. 3 in içinde, içine; -de… The oranges are in the basket. Portakalllar, sepette sepetin içinde. I have fiiled some cola in the bottle. Ben, şişeye şişenin içine biraz kola koydum. There is some milk in the glass. Bardakta bardağın içinde biraz süt var. I am in the classroom. Ben, sınıftayım sınıfın içindeyim. 4 by ile, vasıtasıyla; yanında, yakınında… Hakan usually goes to work by a car. Hakan, işe genellikle otomobil ile gider. They have travelled by plane. Onlar, uçak ile seyahat ettiler. Orhan is going to come home by his bicycle. Orhan, bisikletle eve gelecek. He was standing by the window. O erkek, pencerenin yanında duruyor. 5 under -in altında … The dog was sleeping under a tree. Köpek, bir ağacın altında uyuyor. The ball is under the table. Top, masanın altında. The mechanic is under the car. Tamirci, otomobilin altında. The cat is under the table. Kedi, masanın altında. 6 near yakın, yakında; yanında… I have parked my car near the bus. Ben, otomobilimi, otobüsün yanına yakınına park ettim. The boys are near the bus. Çocuklar, otobüsün yanında. My home is near the school. Evim, okulun yanında yakınında. The pencils are near the notebooks. Kurşun kalemler, defterlerin yanında. 7 next to bitişik, - in yanında… Osman is sitting next to Ayhan. Osman, Ayhan’ın yanında oturuyor. I parked my car next to your car. Ben, otomobilimi senin otomobilinin yanına park ettim. The library is next to the museum. Kütüphane, müzenin yanında. My home is next to my school. Evim, okulumun yanında. 8 opposite - e karşı, karşısında… The libray is opposite the cinema. Kütüphane, sinemanın karşısında. Suna is walking opposite the museum. Suna, müzenin karşısında yürüyor. My house is opposite your house. Benim evim, senin evinin karşısında. The supermarket is opposite the bank. Süpermarket, bankanın karşısında. 9 over üstünde,- nin üzerinde, yukarısında… The window is over the radiator. Pencere, radyatörün üzerinde. A concorde is flying over my home. Bir concorde uçak, evimin üzerinde uçuyor. The shelf is over the table. Raf, masanın üzerinde. There is a picture over the fireplace. Şöminenin üzerinde bir resim var. 10 towards - e karşı, e doğru… Roy is running towards the school-gate. Roy, okul kapısına doğru koşuyor. Hikmet is driving towards his home. Hikmet, evine doğru araba kullanıyor. The students are walking towards their school. Öğrenciler, okullarına doğru yürüyorlar. Oya walked towards the door. Oya, kapıya doğru yürüdü. 11 below -nin altında, aşağıda… Suna’s home is below Ayşe’s home. Suna’nın evi, Ayşe’nin evinin altındadır. The fireplace is below the picture. Şömine, resmin altında. He lives in the flat below me. O, benim altımdaki apartmanda oturuyor. My book is below your book. Kitabım, senin kitabının altında. 12 above -in üstünde, yukarıda… The chemist’s shop is above the supermarket. Eczane, süpermarketin üstünde. The map is above the blackboard. Harita, yazı tahtasının üstünde. The Picture is above the fireplace. Resim, şöminenin üstünde. The clock is above the picture. Saat, resmin üzerinde. 13 between… and … ve… arasında, … ve …nin arasına … Hülya is is sitting between Özge and Ayça. Hülya, Özge ve Ayça’nın arasında oturuyor. Your bike is between the tree and the house. Bisikletin, ağaç ve ev arasında. The school is between the library and the museum. Okul, kütüphane ve müzenin arasında. His dog is between his car and his bicycle. Köpeği, otomobilinin ve bisikletinin arasında. 14 in front of önü, önüne, önünde … There are two cars in front of my house. Evimin önünde iki otomobil var. My uncle is parking his car in front of his house. Amcam, evinin önüne otobüsünü park ediyor. The concert-hall is in front of the city park. Konser salonu, şehir parkının önünde. The teacher is standing in front of Murat. Öğretmen, Murat’ın önünde duruyor. 15 behind -in arkasında, arkada … The school-bus stopped behind the grage. Okul servis otobüsü, garajın arkasında durdu. Oya is standing behind Suna. Oya, Suna’nın arkasında duruyor. I was sitting behind a big tree. Ben, büyük bir ağacın arkasında oturuyordum. The library is behind the museum. Kütüphane, müzenin arkasında. 16 along boyunca … A dog was chasing a cat along the street. Köpek, kediyi cadde boyunca kovalıyordu. He was walking along the road. O erkek, yol boyunca yürüyordu. There were trees all along the river bank. Nehir kenarı boyunca ağaçları vardı. The cat was running along behind its master. Kedi, sahibinin arkası boyunca koşuyordu. 17 across karşıya, karşıda, öbür tarafta … Orhan can swim across the Bosphorus. Orhan, Boğaz’ın öbür tarafına yüzebilir. The school is across my house. Okul,evimin karşısında. A nurse is walking across the street. Hemşire, caddenin karşısına yürüyor. There is a bridge across the river. Nehrin öbür tarafında bir köprü var. 18 through içinden, arasından, bir yandan öbür yana … You and I walked through the field. Sen ve ben, tarlanın içinden yürüdük. The thief came in through the window. Hırsız, pencereden içeriye girdi.Thames flows through London. Times nehri, Londra’nın içinden geçiyor. Water flows through this pipe. Su, borunun içinden akıyor. 19 into -in içerisine… Hasan got into the bed. Hasan, yatağın içine içerisine girdi. The children are going into the classroom. Çocuklar, sınıfın içine içerisine giriyorlar. You opened the door and walked into the room. Sen kapıyı açtın ve odanın içine içerisine yürüdün. She dived into the water. O kız, suya suyun içine daldı.Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce ve aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ... Bu İngilizce konu anlatımı 71,969 kez okundu.
Zaman edatları olarak kullanılan ve İngilizcede Prepositions of time adlandırılan “At, in, On’un” kullanımını içeren konu anlatımı değinecek ve bu edatların kullanımını örnek cümleler ile herhangi bir zamanı belirtmek yada zamandan bahsetmek için genelde “de,da” eklelerini kullanırız. Buna karşın İngilizcede herhangi bir zaman dilimini belirmek için Prepositions of time- Zaman edatlarıdan yararlanırız. Zaman ifade … Devamını oku… Yer edatları olarak kullanılan ve Prepositions of place adlandırılan ” Between, Near ve Close to” ın kullanımını, ve örnek cümleleri içeren konu anlatımı. Prepositions of place Between, Near/ Close to Between Between bir şeyin iki nesne yada kişinin arasında olduğunu ifade etmek için kullanılır ve Türkçe olarak “arasında” anlamına gelir Between Örnek The number 7 … Devamını oku… Bu yazımızı ingilizcede yer bildirmek için kullanılan ve Prepositions of place olarak adlandırılan ” in , on, under ” yer edatları konu anlatımına ayırdık. Masanın üzerinde bir elma var, arabanın içinde bir köpek var, sandelyenin altında bir çift ayakkabı var diyebilmek için İngilizcede Prepositions of place -Yer bildiren edatlar`dan yararlanırız. İngilizcede yaklaşık 150 adet edat … Devamını oku… İngilizce “at” ne demektir? İngilizcede at yer bildiren bir edatdır ve Türkçedeki karşılığıyla önüne geldiği kelimelere “de, da, ye, ya, e, a” eki verir. İngilizcede at kullanımı At İngilizcede en basit olarak bir noktadan bahsederken kullanılır. Bahsedilen nokta bir mekan, herhangi bir olayın geçtiği yer yada herhangi bir nesne olabilir. Yer bildiren edat olarak at … Devamını oku…
ÖNCEKİ KONU İngilizce Vahşi Hayvanlar Wild Animals Slaytı SONRAKİ KONU İngilizce Saat Kaç What time is it Zamanlar Slaytı
Oluşturulma Tarihi Mayıs 05, 2021 0505Zaman zarfları, cümledeki eylemin hangi tarihte ya da ne zamandan beri gerçekleştiğini ifade eder. İngilizce karşılığı Adverb of Time olan zarflar kendi içerisinde belirli ve belirsiz olmak üzere ikiye ayrılır. Örneğin For A While Bir Süredir belirsiz, Last Week Geçen Hafta belirli bir zaman zarfıdır. İngilizce Adverb of Time anlamları ve kullanımlarını örnek cümlelerle birlikte en çok kullanılan diğer zaman zarfları şunlardır Ago, in this summer / winter, at the time, often, usually ve normally. İngilizce Adverb of Time ve Anlamları 1- Belirsiz Zaman Zarfları Eylemin bir süre önce gerçekleştiğini ya da bir süreden beri gerçekleşmekte olduğunu bildiren zarflardır. Tam tarih belli olmadığı için bu ''belirsiz'' olarak nitelendirilir. At Last / Finally En sonunda, nihayetinde, sonuç olarak anlamlarında kullanılan zaman Cümleler 1- We were able to complete the journey and reach Istanbul at last. Sonunda yolculuğu tamamlayıp İstanbul'a ulaşabildik. 2- I finally got a job. Sonunda iş bulabildim. Another Day / Another Time Başka Bir Gün / Zaman anlamına gelir. Net bir tarih vermediği için belirsiz zaman zarflarından biridir. Örnek Cümleler 1- I'll accompany you for another day. Ben size başka bir gün eşlik ederim. 2- I have to stay at home and tidy my room, we go to the cinema another day. Evde kalıp odamı toplamalıyım, başka bir gün sinemaya gideriz. Yet Türkçe karşılığı ''henüz'' olan Yet, İngilizcede en sık kullanılan zaman zarfları arasında yer alıyor. ''Not Yet'' ise henüz değil anlamına Official institutions have not made a statement on the issue yet. Resmi kurumlar konu ile ilgili henüz bir açıklama yapmadı. 2- Did you finish your homework? Ödevlerini bitirdin mi? Not yet. Henüz değil Just Biraz evvel, az önce anlamına gelir. Örnek Cümleler 1- Hasan just said goodbye to all of us and got in her car. Hasan az önce hepimizle vedalaştı ve arabasına binip gitti. 2- The movie just ended. Film biraz önce sona verdi. Already / Still Her iki zarf da halen devam eden ama ne zaman başladığı belli olmayan eylemleri anlatmak için kullanılır. Örnek Cümleler 1- There is still silence in the house. Evde halen sessizlik hakim. 2- She hasn't arrived yet, and we are still waiting to hear from her. Daha gelmedi, biz de hala ondan haber Belirli Zaman Zarfları Bir eylemin tam olarak ne zaman başladığını ya da bittiğini bildiren zaman zarflarına verilen genel isimdir. Usually / Normall / Generally Her üç kelimenin de Türkçe karşılığı genellikledir. Sık sık ya da düzenli aralıklarla gerçekleştirilen eylemleri anlatmak için kullanılır. Örnek Cümleler 1- We usually go to Bursa or Balıkesir for a holiday with my family. Ailemle tatil için genellikle Bursa ya da Balıkesir'e gideriz. 2- We generally follow the news on the internet, not on television. Haberleri genelde televizyondan değil internetten takip ediyoruz. Yesterday / Today / Tomorrow Yesterday Dün, Bir Önceki Gün Today Bugün Tomorrow Yarın, Bir Sonraki Gün 1- Those who were not in school yesterday raise your finger. Dün okulda olmayanlar parmağını kaldırsın. 2- Today we covered adverb of time limits at school. Bugün okulda zaman zarfları konusunu işledik. 3- We meet in front of the park at three tomorrow. Yarın üçte parkın önünde buluşuruz.
Günlük konuşmalarda dahil olmak üzere bir çok alanda kullanacağımız yer-yön edatları İngilizce de Prepositions Of Place olarak adlandırılır. Aşağıda sizlere resimlerle anlattık. Örnekler verdik. Prepositions Of Place On Above Under In Between Near Next to İn Front of Behind At Opposite İnto On Üstünde The ball is on the table. Top masanın üstünde. There are ten glasses on the counter. Tezgahın üzerinde on bardak var. The books on the closet are old. Dolabın üstündeki kitaplar eski. There is a blue skirt on the red dress. Kırmızı elbisenin üstünde mavi etek var. The birds entered their nests on the tree. Kuşlar ağacın üstündeki yuvalarına girdiler. I do not understand how the jockey is standing on the horse. Jokey atın üstünde nasıl duruyor anlamadım. Food was standing on the stove. Yemekler ocağın üstünde duruyordu. Above Üzerinde There is a lamp above the table. Masanın üzerinde bir lamba var. The shirt looks nice above the trousers. Gömlek pantolonun üzerinde güzel görünüyor. Birds passed above the steamer. Kuşlar vapurun üzerinden geçti. We watched everything above the sea thanks to the bridge. Köprü sayesinde her şeyi denizin üzerinde izledik. She took a shawl above it. Üzerine bir şal aldı. Under Altında The ball is under the table. Top masanın altında. The key is under the mat. Anahtar paspasın altında. There was a cat under the car. Arabanın altında kedi vardı. The papers under the books have disappeared. Kitapların altındaki kağıtlar kaybolmuş. Chocolates under the bags. Poşetlerin altında kalmış çikolatalar. In İçinde The ball is in the faanus. Top fanusun içinde Your socks are in the basket. Çorapların sepetin içinde. The apples are in the plate. Elmalar tabağın içinde. What’s in this dish? Bu yemeğin içinde neler var? There are animals in the house. Evin içinde hayvanlar var. Between Arasında The ball is between the two boxes. Top iki kutunun arasında. Our house is between the bank and the library. Evimiz banka ile kütüphanenin arasında. I am hiding the letter between two leaves. Mektubu iki yaprağın arasında saklıyorum. Our children were playing between two trees. Bizim çocuklar iki ağaç arasında oynuyordu. On the way, I passed between two cars. Gelirken iki arabanın arasından geçtim. We met between two classes. İki ders arasında görüştük. Near Yakınında The ball is near the box. Top kutunun yakınında. The park is near our house. Park bizim evin yakınında. Near the school there is a buffet. Okulun yakınında büfe var. I stopped near their car. Onların arabasının yakınında durdum. On my way I saw him near the main street. Gelirken ana caddenin yakınında onu gördüm. Next to Yanında The ball is next to the box. Top kutunun yanında. We sat next to the tree. Ağacın yanında oturduk. I saw the cats near the car. Arabanın yanında kedileri gördüm. I bought it in chocolate next to the flowers she loved. Sevdiği çiçeklerin yanında çikolatada aldım. She put the meatballs next to the rice. Pilavın yanına köftede koydu. İn Front Of Önünde The ball is in front of the box. Top kutunun önünde. The trees are in front of the house. Ağaçlar evin önünde. Students gathered in front of the school. Öğrenciler okulun önünde toplandı. An ambulance is waiting in front of the car. Arabanın önünde ambulans bekliyor. There are old aunts in front of the line. Sıranın önünde yaşlı teyzeler var. Behind Arkasında The ball is behind the box. Top kutunun arkasında. Cars behind the station were crashed. Karakolun arkasında arabalar kaza yapmış. I put the cats in a hut behind our house. Bizim evin arkasında kedilere kulübe koydum. He is hiding behind the wall. Duvarın arkasında saklanıyor. At -da,-de I was at home yesterday. Dün evdeydim. He’s waiting at school. O okulda bekliyor. They will meet at the cinema. Sinemada buluşacaklar. Opposite Karşısında The ball is opposite the box. Top kutunun karşısında. Our house is opposite the school. Evimiz okulun karşısında. There is a cat opposite the car. Arabanın karşısında kedi var. We are in the park opposite the hospital. Hastanenin karşısında parktayız. İnto İçine I fell into the water. Suyun içine düştüm. Apply oil into the bread. Ekmeğin içine yağ sür. I stuffed the stuff into the suitcase. Valizin içine eşyaları doldurdum.
prepositions of time konu anlatımı